DİĞER
"Ataol ve İsmet, Türkçe şiirin kendi dönemlerindeki belki en yoğun “ben anlatıcı”larıydı, giderek aynı zamanda toplumsal motifleri devreye sokma şampiyonu da oldular. İsmet göndergeye hep alışılmamış dolayımlar aradı, Ataol ise olabildiğince dolayımsızlığa, doğal dilin verdiği gerçeklik ve doğrudanlık izlenimine oynadı."
"Şevket Süreyya Aydemir’in bir özelliği, çok canlı karakter tahlilleri yapabilmesi ve bu çerçevede söz konusu dönemin bazı şahsiyetlerinin aslında her dönem karşımıza çıkan benzerlerini hatırlatmasıdır."
Dazlak kafalı, şişkin pazulu, bol kaslı, eli topuzlu zebani hırsızlara, namussuzlara, zamlara, güzellik müsabakalarına, masonlara, Errol Flynn’a, din tacirlerine, siyasetçilere… indiriyor topuzunu.
Otuz yıl sonrasının Türkiye’si nasıl bir yer olacak? Cevaplaması çok güç bu soruyu, Şahin Alpay ta 1991’de, Türkiye’nin önde gelen 32 simasına yöneltmiş… Bugünden bakınca cevaplar, beklentiler ve gerçekler arasındaki tezat dikkat çekici.
Ekonomiyi sığ, günübirlik, liyakatten uzak bürokrasiyle, yandaş kayırmacı zihniyetle yönetmeye çalışan, sanayide, tarımda, üretimde yapılması gereken reformları yıllardır gerçekleştirmeyen bir yönetim anlayışının doğadan yana tavır alması mümkün olabilir mi?
Jenny Erpenbeck, Gidiyor, Gitti, Gitmiş romanında Avrupa'daki mülteciliğin nasıl bir şey olduğunu, temel sorunlarının dayandığı bürokratik engelleri didaktizme düşme riskini üstlenme pahasına aktarıyor...
Tolga Karaçelik, emanet gibi durmayan, Türkiye sinema tarihinde hatırlanacak karakterler yaratıyor. Ve bu karakterler herhangi bir şeyin kahramanı da değiller...
Nuri Adıyeke, Bülent Bilmez, Ahmet Ersoy, Abdulhamit Kırmızı, Ahmet Kuyaş, Nazan Maksudyan, Oktay Özel ve İrvin Cemil Schick yanıtlıyor...
Kahramanlar, onların yaşantıları, genel olarak hayat, hatta anlatıcının kendisi hakkında kesinlikli sonuçlar çıkarmamızı istemiyor sanki Zambra; her halükârda bir esneklik payı bırakılması gereğine işaret ediyor
Yıl 1971. Aziz Nesin ve bu yıl 100. yaşını kutladığımız Behçet Necatigil Yeni Edebiyat dergisinde özeleştirilerini yapıyor...
Murat Gülsoy: Ben sadece Doğu’ya değil Batı’ya da yabancıyım. Klasik Doğu-Batı meselesinden gitgide uzaklaştığımızı düşünüyorum. Artık Tanpınar’ın ya da Atay’ın kavradığı gibi bakmıyorum meseleye...
Ağaçların Özel Hayatı, Alejandro Zambra’nın önceki kitapları gibi incecik, ama okuru aktif bir okumaya çağıran, yoğun bir roman. Behçet Çelik, Zambra'nın üç romanını birden mercek altına alıyor...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.